Hep Mutlu Son İzleyecek Değiliz! İyilerin Gün Yüzü Görmeyip Kaybettiği Muhteşem Filmler

• IMDb: 7,1

Özet: Hak ettiği pahası görmeyen bir Stephen King uyarlaması olan The Mist, izleyenlerin klostrofobik kaygılarını gün yüzüne çıkarıyor. Stephen King’in uçsuz bucaksız tanınan endişe edebiyatı Hollywood’u beslemeye devam ediyor. Dünyayı saran gizemli sis nedeniyle artan vefatlar ile birlikte, insanlık kıyamete sürüklenir. Müellifin kaygı dışı kitaplarından kalıcı sinemalar çıkarmayı başaran ve bir çeşit King uzmanına dönüşen Frank Darabont’un uyarlama eforu tam manasıyla muvaffakiyete ulaşamıyor. Bunun en büyük nedeni Darabont’un Öldüren Sis’in finalinde yaptığı ve sinemaya kalıcı ziyanlar veren birtakım tercihlerden kaynaklanıyor.

Oyuncular: Thomas Jane, Marcia Gay Harden, Laurie Holden

Yönetmen: Frank Darabont

• IMDb: 7,2

Özet: İzlerken gerilimden tırnaklarınızı kemirmenize neden olan sinema, komşusunun terörist olduğundan şüphelenen bir adam hakkında. George Washington Üniversitesi’nde profesör olan Michael Faraday eşinin teröristler tarafından öldürülmesi üzerine bu küme insanları kendisine takıntı edinir. Yeni komşularının başta dostça görünen halleri, vakitle garipleşir. Bu durum Michael da komşularının terörist olabileceği inancını doğurur. Sanki komşuları nitekim terörist mi yoksa sırf Michael’ın eşini kaybetmesinin yarattığı bir paranoyaklık mıdır?

Oyuncular: Jeff Bridges, Tim Robbins, Joan Cusack

Yönetmen: Mark Pellington

• IMDb: 7,5

Özet: İzleyenlerin yüreğini dağlayan sinema, temizlerin işlemediği cürümden ötürü yargılanmasını gündeme getiriyor. John Steinbeck’in klasik yapıtı, Oscar adayları John Malkovich ve Gary Sinise’nin başrolleri paylaştığı bu hoş ve etkileyici sinemada canlanıyor. İki Oscar mükafatı sahibi Horton Foote’un adaptasyonu ve Sinise’nin yönettiği sinema herkesin görmesi gereken ‘kusursuz bir mucize’. En âlâ arkadaşlar Lennie ve George, ekonomik kriz devrinde kendilerini California’da işsiz bulurlar. Buldukları işleri ise Lennie’nin çocuksu zihni nedeniyle kaybetmektedirler. Tyler Çiftliği’nde işe alındıklarında, işverenin makûs yürekli oğlu Curley’nin sıkı disiplinine karşın işlerinde başarılı olurlar. Fakat dünyaları, Curley’nin mutsuz eşi, Lennie’nin merhamet hislerine mağruz kaldığında paramparça olur. Artık George’un da merhamet hisleriyle bir karar vermesi gerekmektedir

Oyuncular: John Malkovich, Gary Sinise, Ray Walston

Yönetmen: Gary Sinise

• IMDb: 7,7

Özet: Son olarak Men isimli sinemayla konuşulan Alex Garland’ın direktörlüğünü üstlendiği sinemada, bir android ve onun hislerini test etmek için gönderilen Caleb’ı izliyoruz. Şimdi 24 yaşındaki Caleb, yalnızca Silikon Vadisi’nin değil dünyanın da en kıymetli teknoloji şirketinde yazılım uzmanı olarak çalışmaktadır. Şirketin gizemli CEO’su Nathan ise hem şirketten hem insanlardan uzakta, özel bir dağ meskeninde yaşamaktadır. Caleb, düzenlenen bir yarışta, Nathan’ın dağ konutunda 1 haftalık bir ‘ödül’ kazanır. Ama içine çekileceği deneyden habersizdir. ‘Ava’ isminde hoş bir robot kızın vücudunda, dünyanın birinci gerçek yapay zekası Caleb’i beklemektedir. Direktörlüğünü ve senaristliğini Alex Garland’ın üstlendiği bilimkurgu sinemasının başrollerinde Oscar Isaac, Domhnall Gleeson ve Alicia Vikander yer alıyor. Yılın en merakla beklenen sinemalarından Ex Machina, “insanlık sonrası fütüristik şok filmi” ve “vizyoner bir bilimkurgu” olarak şimdiden kült sinemalar ortasına girdi.

Oyuncular: Alicia Vikander, Domhnall Gleeson, Oscar Isaac

Yönetmen: Alex Garland

• IMDb: 7,9

Özet: Destansı sinemada, genç asi Jack ve aristokrat ailenin kelamlı kızı Rose’un yolu, ünlü Titanic gemisinde kesişiyor. İnsan elinden çıkmış en büyük ve en gösterişli yüzen araç olan Titanic yola koyuldu. Batmaz, sarsılmaz denilen bu büyük lüks yolcu gemisinde seyahat yapmak, 20. yüzyılın harika bir düşüydü. Fakat bu büyük hayal yalnızca 4.5 gün sürecek ve anısını bir sonraki yüzyıla bile taşıyacak büyüklükte bir kabusa dönüşecekti. Geminin birinci ve son seyahatiyle örtüşen, kısa soluklu lakin ölümsüz bir aşk hikayesine yer veren Cameron, Titanic kadar büyük bir aşk hikayesi merkez alarak, bu bilindik felaketi farklı bir şekilde anlatıyor. 

Oyuncular: Leonardo DiCaprio, Kate Winslet, Billy Zane

Yönetmen: James Cameron

• IMDb: 7,9

Özet: Brian De Palma imzalı üretim, Al Pacino ve Sean Penn üzere parlak oyuncuları bünyesinde toplayarak izleyenlere adetâ yıldızlar geçidi sunuyor. Carlito Brigante’nin tek istediği tüm kabahatleri geride bırakıp Bahamalar’da bir iş kurarak adam üzere para kazanmaktır. Vaktiyle uyuşturucu işinde yakalanarak mahkum olmuştur ve onu bir arkadaşı kurtarmıştır. Bu yeni hayat planı içinde eski sevgilisine ulaşmak ve onunla tekrar bir ortaya gelerek memnun olmak dileği da vardır. Ne yazık ki eski hayatının izleri onu takip etmektedir. Kimi delikanlılık kuralları onu farklı bir biçimde sürükleyecektir. Olaylar, 1975 yılının Manhattan’ında ve Carlito’nun işlettiği bir gece kulübü civarında geçtiği için bölümün klasik disko müziği sinema soundtrack’ine düzgünce işlemiş durumda.

Oyuncular: Al Pacino, Sean Penn, Penelope Ann Miller

Yönetmen: Brian De Palma

• IMDb: 7,9

Özet: Güçlü oyuncu takımıyla dikkat çeken sinema, izlemesi keyifli sakin bir aksiyon sunuyor. İki kiralık katil olan Ray ve Ken sıkıntı bir işin akabinde işverenleri Harry Waters tarafından Belçika’nın romantik kenti Bruges’a tatile yollanırlar. Geldiği birinci günden beri bu kentten nefret eden Ray’i burada pek çok sürpriz beklemektedir. Bunun yalnızca kolay bir tatil olmadığını düşünen Ray burada yeni beşerlerle tanışır ve aşkı ile kendi hayatı ortasında gelgitler yaşamaya başlar.

Oyuncular: Colin Farrell, Brendan Gleeson, Ciarán Hinds, Ralph Fiennes

Yönetmen: Martin McDonagh

• IMDb: 8,0

Özet: Vakit seyahati içeren bu sinema, geleceği kurtarma misyonu üzerine gelişen hususları ele alıyor. Dünyada insanlığın yok olmasına yetecek derecede tehlikeli olan bir virüs yaklaşık beş milyar kişinin vefatına yol açmıştır. Geriye kalan az sayıdaki insan yer altlarına kurdukları barınaklarda hayatlarını sürdürebilmektedirler. Bu esnada virüsün yok olması için bir tahlil yolu bulan beşerler, vakitte geriye gidebilecekleri bir vakit makinesi yaparlar. Birinci test sürüşü içinse eski bir mahkum olan James Cole istekli olur. James kendisini yedi yıl geride, bir akıl hastanesinde bulur. Akıl hastanesi üzere bir ortamda gelecekten geldiğini ve misyonunu anlattığında ise gerçek manada akıl hastası etiketi yemesine neden olur.

12 Maymun, vakitte seyahat temalı sinemaların ortasında en kıymetli olanlardan biri. Terry Gilliam imzalı sinemanın başrollerinde Bruce Willis ve Brad Pitt üzere ünlü isimler var.

Oyuncular: Bruce Willis, Madeleine Stowe, Brad Pitt

Yönetmen: Terry Gilliam

• IMDb: 8,1

Özet: İzleyen herkese, ‘Böyle öğretmenimiz oldu da, biz mi okulu sevmedik!’ dedirten sinema, her bireyin izlemesi gereken bir başyapıt. 1950’lerin Welton Akademisi önemli, disiplinli ve akademik etraflarda saygınlığı yüksek olan lakin geri kafalılığın iktidarda olduğu bir okuldur. Okul idaresinin muhafazakar ve Ortodoks tutumları okulu öğrenciler için sıkıcı ve bunaltıcı bir yer haline getirmektedir. Ancak yeni İngilizce öğretmeni John Keating’in okula atanmasıyla çok şey değişecektir.

Oyuncular: Robin Williams, Robert Sean Leonard, Ethan Hawke

Yönetmen: Peter Weir

• IMDb: 8,1

Özet: İzleyenleri adeta ‘parmaklıklar arkasında’ hissettiren sinema, bir klasik olarak kıymetlendirilebilir. Parmaklıklar Ardında, iki yıl mahpus cezasına çarptırılan bir adamın kaçış hikayesini bahis ediyor. Savaş gazisi Luke Jackson, işlediği bir değersiz savaş kabahati nedeniyle iki yıllık bir mahpus cezasına çarptırılır. Mahpusta, bulundukları yerin işvereni olduğunu kendisine bir formda göstermeye çabalayan Dragline ile tanışır. Dostluk ve saygınlık kazanmanın epeyce güç olduğu bu yerde öne çıkmayı başaran Luke, hapishanenin yeni işvereni olması istikametinde kıymetli adımlar atmaktadır. Artık mahpustan kaçmaya çalışmanın vakti gelmiş de geçiyordur.

Stuart Rosenberg’in yönettiği Cool Hand Luke, George Kennedy’ye En Âlâ Yardımcı Erkek Oyuncu kısmında bir de Oscar kazandırmıştı.

Oyuncular: Paul Newman, George Kennedy, Strother Martin

Yönetmen: Stuart Rosenberg

• IMDb: 8,1

Özet: Gillian Flynn’in imzasını taşıyan tıpkı isimli romanın Fincher uyarlaması, toksik bir ilgiyi husus ediniyor. Kayıp Kız, karısının birdenbire ortadan kaybolmasından sorumlu tutulan bir adamın kıssasını anlatıyor. Amerika’nın Missouri eyaletlerinden birinde sıcak bir yaz sabahı, Nick ve Amy evliliklerinin beşinci yıl dönümünü kutlamaya hazırlanmaktadır. Lakin o gün Amy apansız ortadan kaybolur. Amy’den uzun müddet haber alınamayınca polis, genç bayanın ortadan kaybolması ile ilgili Nick’ten şüphelenmeye başlar. Olanlara bir türlü mana veremeyen Nick’in ise Amy’nin nerede olduğuna dair hiçbir fikri yoktur. Genç adam bu sırada kendisini Amy’nin ailesinin düzenlediği bir yardım operasyonunun içinde piyon olarak bulur. Nick, suçsuz olduğu konusunda ısrar etse de üstündeki kuşkuları büsbütün yok edemez. Amy’nin hayatta olup olmadığı ise büyük bir muammadır.

Oyuncular: Ben Affleck, Rosamund Pike, Neil Patrick Harris

Yönetmen: David Fincher

• IMDb: 8,2

Özet: Oscar Ödüllü bu sinema, usta direktör Roman Polanski’nin başyapıtları ortasında ismini gösteriyor. Sinema boyunca, kuşku içinizi kemirecek. Chinatown, kocasının kendisini aldattığından şüphelenen bir bayanın kıssasını anlatıyor. Ida Sessions isimli bir bayan, özel dedektif Jake Gittes’e başvurup, Los Angeles su teşkilatında çalışan mühendis kocası Hollis Mulwray’in kendisini aldattığından şüphelendiğini söyler. Bayanın dedektiften isteği, kocasını takip etmesidir. Gittes, Mulwray’in yanında bir bayanla yakalar, fotoğraflarını çeker ve dava kapanır. Fakat bir mühlet sonra Mulwray’in öldürülmesi işleri gizemli hale sokar. Davanın üzerine gitmeye karar veren Gittes, vakitle kendisini kiralayan bayan başta olmak üzere birçok gizemle karşılaşır.

Oyuncular: Jack Nicholson, Faye Dunaway, John Huston

Yönetmen: Roman Polanski

• IMDb: 8,2

Özet: İzlerken bile soğuğu hissederek hipotermi eşiğine geleceğiniz sinema, Kuzey kutbundaki bir yaratığı mevzu ediniyor. Şey, John Campbell’ın kısa hikayesinden uyarlanmıştır. Kuzey kutbunun buz tutmuş topraklarında bir kurdun peşinden koşan Norveçli bilim insanları Amerikan Antartik araştırma üssüne kadar gelmişler ama burada gizemli bir formda can vermişlerdir. Neler olduğunu anlayabilmek için dışarı çıkan Amerikan bilim adamları Norveç araştırma üssüne gidip gizemli olayı çözmeye karar verirler. Norveç bölgesine yaklaştıklarında buldukları şeyler gizemli ve tüyler ürperticidir. Bir cesetle karşılan adamlar, vücudu otopsi için yanlarında getireceklerdir. Fakat bu ‘şey’ iddia edilemez boyutlarda bir ürkütücülüğe sahiptir. The Thing, hangi çeşide eline atsa üstün muvaffakiyet elde eden usta direktör John Carpenter’ın, bilimkurgu ve tansiyon cinslerini harmanladığı, vakitle kültleşen sinemasıdır.

Oyuncular: Kurt Russell, Wilford Brimley, Keith David

Yönetmen: John Carpenter

• IMDb: 8,2

Özet: Sinematografi açısından büyüleyici bir sinema olan Zindan Adası, bir adaya inşa edilen akıl hastanesine gelen iki dedektifi bahis alıyor. Zindan Adası, Martin Scorsese’nin bir çok sineması üzere tekrar bir başyapıt statüsünde. Sinemada, Teddy Daniels ve Chuck Aule isimli iki polis memurunun, Rachel Solando isimli bir akıl hastasının ortadan kaybolması üzerine tehlikeli akıl hastalarının tedavi gördüğü Shutter Adası isimli bölgede konuşlanan Ashecliffe Hastanesi’ne soruşturma yapmak için gitmesi ve sonradan gelişen gizemli olaylar aktarılıyor. Burada karşılaştıkları isyan tablosu ve çığrından çıkan işler bu davayı gitgide zora sokacak, vakitle düş ve gerçek ortasındaki hudutlar zorlanacaktır. Usta direktör Martin Scorsese tarafından Dennis Lehane’nin ünlü romanından sinemaya uyarlanan sinemanın başrolünde direktörün beğenilen oyuncularından Leonardo Di Caprio bulunuyor.

Oyuncular: Leonardo DiCaprio, Emily Mortimer, Mark Ruffalo

Yönetmen: Martin Scorsese

• IMDb: 8,2

Özet: Dört Oscar’lı bu şaheser, sinemada uygunluk ve kötülük kavramlarını en uygun açıklayan sinemalardan. Llewelyn Moss, bir olay yerinde bulduğu çantayı alır ve başını hiç ummadığı bir belaya sokar. Artık peşinde bir kiralık katil vardır. Moss bir Vietnam gazisidir ve bir formda uyuşturucu olaylarının ortasında meseleye dönüşen bir sıkıntıya karışır. Peşindeki katil Anton Chigurh planı konusunda kararlıdır zira işini yarım bırakmak niyetinde değildir. İşin için çok sayıda pak insanın ve hatalıların da karışacağı soluk soluğa bir takip başlayacaktır.

Oyuncular: Tommy Lee Jones, Javier Bardem, Josh Brolin

Yönetmen: Ethan Coen, Joel Coen

• IMDb: 8,2

Özet: Guillermo del Toro imzası taşıyan sinema, izleyenlere sinema lisanı açısından mükemmel lakin birebir vakitte tüyler ürperten bir tecrübe yaşatıyor. Pan’ın Labirenti, fantastik bir dünyaya kaçan küçük bir kızın öyküsünü anlatıyor. İspanya’da faşist iktidarın tüm vahşetinin gölgesinde yalnız bir kız çocuğu olan Ofelia, sadist eğilimleri olan babasının etrafındakilere yaptığı tüm eziyetleri şahsen gözlemlemektedir. Bu küçük kız çocuğunun gerçeklikten kaçabileceği tek yer kendi hayal gücüdür. Ofelia, gerçeklikte bulamadığı huzuru, hayallerinde aramaya başlayacaktır. Bu esnada vahşet ise tüm sertliğiyle Ofelia’nın etrafında vuku bulmaya devam edecektir. Gösterildiği sene Cannes’da dakikalarca ayakta alkışlanan yakın periyot başyapıtı, çocukların gözünden savaşın ne kadar sert bir fırtına olduğunu gözler önüne seriyor.

Oyuncular: Ivana Baquero, Ariadna Gil, Stant López

Yönetmen: Guillermo del Toro

• IMDb: 8,4

Özet: Bu şahane sinemada, özgürlük savaşçısı William Wallace’ın intikam için çıktığı seyahati izliyoruz. Gözü pek Yürek’te, William Wallace yaşanan büyük acılar sonrası yine memleketi olan İskoçya’ya döner. Onun asıl maksadı çiftçilik yaparak sakin bir hayat sürmektir. Çocukluk aşkıyla karşılaştığında bunun onu tabansız bir uçuruma iteceğinin farkında değildir. Bir gün İngiliz askerleri, William’ın çocukluk aşkı olan Murron’a tecavüz etmeye çabalarlar. William, onu kurtarır; lakin bu Murron’un vefatına ve bir devrin değişimine sebebiyet verecektir.

Mel Gibson’un ünlü İskoç halk kahramanı William Wallace’ı hem canlandırdığı hem de yönettiği sineması kısa müddette bir fenomene dönüşmüştü.

Oyuncular: Mel Gibson, Sophie Marceau, Patrick McGoohan

Yönetmen: Mel Gibson

• IMDb: 8,5

Özet: Yaşayan efsanelerden Ridley Scott’un epik sinemasında, yeniden bir intikam hikayesi izliyoruz. Gladyatör’de, İmparator Marcus Aurelius’un karar sürdüğü Roma’da bir general olan Maximus imparatorluğun hiyerarşik basamaklarında gittikçe yükselmektedir. Babasının kendisini kayırmak yerine Maximus ismindeki bu yabancıyı el üstünde tutması da tahtın asıl varisi olan Commodus’u rahatsız etmektedir. Commodus, Maximus ve ailesinin öldürülmesi tarafında buyruğunu çıkarmak için fazla beklemez. Mevtten güç kurtulan Maximus artık bir gladyatör olarak eğitilmek üzere arenaya gönderilir. Maximus’un aklında tek bir istek vardır, Commodus’u öldürmek ve ailesinin intikamını bir an evvel almak. Ridley Scott’ın bol ödüllü sineması, gösterildiği sene hem gişedeki büyük başarısıyla hem de aldığı Oscar’larla isminden oldukça kelam ettirmişti.

Oyuncular: Russell Crowe, Joaquin Phoenix, Connie Nielsen

Yönetmen: Ridley Scott

• IMDb: 8,5

Özet: Bol karşıt köşeli bir sinema arayanların izlemesi gereken Köstebek, mafyanın ortasına karışarak saklı vazifeye giden bir polisi mevzu alıyor. Köstebek, mafya ve polis teşkilatı ortasında geçen savaşı anlatıyor. Uzun yıllardan beri mafya tarafından, polis teşkilatına sızmak üzere yetiştirilen adamlar son derece güzel pozisyonlardadırlar teşkilat bünyesinde. Birebir halde polisin tıpkı maksatla yetiştirdiği adamları da mafya içinde cirit atmaktadırlar. Fakat vakit her şeyin açığa çıkma vaktidir. Her iki cephede de köstebeklerin var olduğu anlaşıldığında kelam konusu köstebeklerin mevtle burun buruna gelecekleri koşturmaca ve macera başlayacaktır. Sinema dört kolda Oscar sahibidir.

Oyuncular: Leonardo DiCaprio, Matt Damon, Jack Nicholson

Yönetmen: Martin Scorsese

• IMDb: 8,6

Özet: Sinema tarihine ismini altın harflerle yazdıran bu üretimde, içinde saf yeterlilik barındıran John Coffey’nin işlemediği bir kabahat için mahpusa girmesini izliyoruz. Yeşil Yol, bir hapishane vazifelisi ile bir mahkumun hikayesini anlatıyor. Paul Edgecomb’un hapishanedeki misyonu, idama mahkum edilen mahkumları son seyahatlerine uğurlamaktır. Çalıştığı yıllar içerisinde yüzlerce mahkumu idam etmiştir. Bir gün John Coffey isimli korkutucu görünümlü bir adamla tanışır. Fakat Coffey’in bu ürkütücü görünümünün altında hayli saf bir ruh yatmaktadır. Coffey, iki küçük kız çocuğunun katil davasında yargılanmaktadır. Coffey’in günden güne gün yüzüne çıkan dünya ötesi güçleri, karakteri hakkında yeni ipuçlarını anbean ortaya çıkaracaktır.

Oyuncular: Tom Hanks, Michael Clarke Duncan, David Morse

Yönetmen: Frank Darabont

• IMDb: 8,6

Özet: David Fincher’ın direktörlüğünü üstlendiği sinema, şahane olay örgüsünün yanı sıra, Brad Pitt’in muazzam oyunculuğu için bile izlenir. Yedi, seri cinayetler işleyen bir katilin peşine düşen iki polis dedektifinin öyküsünü anlatıyor. Bir seri katil 7 ölümcül günahı işleyenleri kendi metotlarıyla öldürmektedir. Yedi Ölümcül Günah, Hıristiyanlık inançlarına nazaran Kibir, Açgözlülük, Şehvet Düşkünlüğü,Kıskançlık, Oburluk,Yıkıcılık ve Tembellik’tir. İki polis dedektifi bu seri katilin peşindedir. Sinema, Amerika’da gösterime girdiği hafta 14.000.000 dolar gelir elde etmişti. Direktör David Fincher imzalı sinema,sürükleyici konusu ve oyuncuların performanslarıyla tüm dünyada gişede büyük muvaffakiyet yakalamıştı. Başrollerde Brad Pitt, Morgan Freeman, Gywneth Paltrow var. En güzel kurgu kısmında 1996’da mükafata aday olan sinema bu mükafatı alamamıştı. Bilhassa sürpriz ve çarpıcı finali ile şimdiden sinema tarihinde bir klasik olarak yerini aldı.

Oyuncular: Morgan Freeman, Brad Pitt, Kevin Spacey

Yönetmen: David Fincher

• IMDb: 8,6

Özet: Nazi toplama kampına gelen çocuğunun psikolojisini sağlam tutmak için bin bir türlü şeyi deneyen bir babayı gözümüz yaşlı izliyoruz. 1930’ların İtalya’sında Guido ismindeki tasasız, dertsiz bir Yahudi kitapçı yakın bir kentteki hoş bayana kur yapıp onunla evlenerek bir peri masalı başlatır. Guido ve karısının bir oğulları olur ve İtalya’yı Alman güçleri istila edene kadar birlikte memnunluk içinde yaşarlar. Ailesini bir ortada tutabilmek ve oğlunun Yahudi toplama kamplarının dehşetinden elinden geldiğince uzak tutmak eforu ile Guida bu yıkımı bir oyun üzere gösterir. Bu oyunun kazanma mükafatı ise bir tanktır.

Oyuncular: Roberto Benigni, Nicoletta Braschi, Giorgio Cantarini

Yönetmen: Roberto Benigni

• IMDb: 8,7

Özet: Yeniden bir klostrofobik sinemayla devam ediyoruz; bu sefer akıl hastanesindeyiz! Guguk Kuşu, Jack Nickolson’ın adeta oyunculukta destan yazdığı, mükemmel bir senaryoya sahip bir sinema klasiği… Tutuklu olduğu cezaevinden kurtulmak için meczup taklidi yapan Randle P. McMurphy isimli kişinin dramını muvaffakiyetle beyaz perdeye aktaran aktör, hakikaten üstün bir performans sergiliyor… Ters mahkumun sayrıl halleri cezaevi otoritesinin gözüne batmaya başlayınca bir müddet sonra teşhis için akıl hastanesine gönderilir ve baştan çatlak olduğuna kanaat getirilir. Artık yeni meskeni, tımarhanedir… Randle hastanede de kurumun kurallarına uymaması ve arkadaşları ile olan bağlantıları ile dikkatleri üzerine çeker. Kısa mühlet içinde soğuk halli, hızsız, otoriter bir misyonlu olan hemşire Ratched, Randle’ı yakın takibe alır ve her hareketini izlemeye başlar. Rathced ve Randle üzere birbirlerine son derece zıt iki karakterin ortasındaki tansiyon Randle’ın yakın arkadaşları için planladığı çeşitli faaliyetlerle onların güzelleşmesine yardımcı olmaya başlamasıyla daha da artacaktır.

Oyuncular: Jack Nicholson, Louise Fletcher, Michael Berryman

Yönetmen: Milos Forman